ÇAKMAK ÖRENCiK KÖYÜ
  Sünnet
 
 

GELENEKLER / SÜNNET

Yörede erkek çocuklar genellikle 3 ile 10 yaşları arasında sünnet ettirilir. Yaygın bir inanışa göre tek


çocuk sünnet ettirilmez. Sünnet ettirilecek çocuğun daha küçük kardeşi varsa (beşikte bile olsa) o da onunla birlikte sünnet ettirilir. Çocuğun küçük kardeşi yoksa, çevreden öksüz veya fakir bir çocukla sünnet ettirilir. Çarşamba, Perşembe ve Pazar sünnet için tercih edilen günlerdir.

Sünnet evi sırma ve çeşitli süslerle süslenir, çocuğun karyolası özenle hazırlanır. Karyolanın başına işlemi bir kılıfta Kur'an asılır ve bir hafta önceden misafirler davet edilir (okuntu çıkarma). Sünnet olacak çocuğun üç tane sağdıçı olur: Daha önceden sünnet olmuş bir arkadaşı, sonra sünnet olacak bir arkadaşı ve bir de kız. Sünnet edilmiş sağdıç ile kız sağdıç, sünnet edilecek çocuğun ileride arpalı-buğdaylı (kız ve erkek) bebekleri olsun diye, yatağın etrafında üç kez dolanırlar ve sünnet yatağının altına arpa, buğday saçarlar.

Sünnet olacak çocuğun bir de kirvesi olur. Kirve, çocuğun bir yakını veya aile dostlarından bir kişi olabilir. Kirvenin asıl görevi çocuk sünnet olurken çocuğu tutmaktır. Bazı köylerde buna ek olarak kirve sünnetin düzenlenmesinden de sorumludur ve tüm masrafları karşıladığı da görülür. Kirve çocuğun ikinci babası da sayılır ve sünnet olan çocuk kirvenin kızıyla evlenemez.

Daha önceleri çocuğun kaşına elif çekilir gözüne sürme sürülürdü. Başına inciden püskül yapılır, püskül üstüne inciden külte takılırdı. Fesin kenarlarına kiralanan elmas sokulurdu.


Delikanlımız utanmasın diye yüzünü kapattık

Sünnetten önce veya sonra mevlüt okutmak yaygın bir gelenektir. Mevlütten sonra fakirler için iki sofra kurulur, yemeğin zerdesi çorba olmakla birlikte yanında et, pilav, fasülye, hoşaf da yapılır. Misafirler hediye ile gelirler, bu hediyeler genellikle altın ve paradan oluşur. Sünnet günü çocuk at üstünde gezdirilir. Eğer çocuk binemeyecek kadar küçükse babası ya da dayısı ile birlikte ata biner. Önde sünnetçi, arkada çocuk diğer akrabaları ile kabirlere giderler. Orada attan inilip Kur'an okunur. Sonra şerbet içilir, eve dönülür. Evde, çocuk kucağa alındıktan sonra, sünnetçi çocuğu kıstırgaca koyar ve “bıçak kesmiyor”der. Etrafta bulunanlar da babasına, “Oğluna ne bağışlıcan” derler. Babası “filan şeyi bağışlıyorum. Ölürsem ölümden, kalırsam dirimden alsın. Siz de şahit olun” der. Ortamda hazır bulunan imam bunu bir kağıda yazar ve “şahit ölür de kâğıt ölmez” der. Daha sonra çocuğun annesi de “gelin alacağım kıza küpemi hediye ediyorum, siz de şahit olun” der. O sırada sünnetçi tekbir alır ve çocuğun ağzına lokum verilir. Çocuğun annesi sünnet kolay olsun diye oklava çevirir. Çocuğu yatırınca korkusuna iyi gelsin diye limonata içirirler. Daha sonra çocuğa kahve içirilir ve darısı damatlığa denilir. Sünnetçinin bir omuzuna yağlık havlu, diğerine bir top kumaş hediye olarak konulur. Ekonomik durumu iyi olmayan köylerde düğün yapılmaz. Köye sünnetçi geldiğinde camiden halka duyurulur ve sünnetlik çocuğu olanlar çocuklarını getirirler ve sünnet ettirilir. Böyle köylerde çocuk giysisine fazla önem verilmez. Günümüzde sünnet töreni eskiye oranla daha özenle yapılmakta ve ekonomik açıdan en uygun olanı tercih edilmektedir




 
 
  Bugün 5 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol